10.Aralık.2014, 00:56
|
#1 |
Senior Member
Üyelik tarihi: 10.Kasım.2014
Mesajlar: 23,185
| İçinizdeki sanatçının retrospektifi... Yüksel Arslan’ın retrospektifinde yaşananların sanatçı ruhunda bıraktığı iz düşümlerini ve yansımalarını gördüm.
Hafta sonu bir kişinin hayat hikayesini gözlemleme, içine dalma ve kaybolma şansım oldu. Sanatçı bir ruha yakındım. Kişinin yaşadığı olayların ruhunda bıraktığı iz düşümlerini görme ve bunların yansımalarını inceleme şansım oldu. Bu hafta sonu Yüksel Arslan’ın santral İstanbul’da ki retrospektifine gittim. *Retrospektif ( İngilizce “retrospective “ve Latince retrospectare, “geriye bakmak”) genel olarak meydana gelmiş olayların gerisine, geçmişine bakmak anlamına gelir. Görsel sanatlarda retrospektif, bir sanatçının kariyeri boyunca yaratmış olduğu eserlerden derlenmiş sergilere denir.
Zaman tünelinde yolculuk etmek gibiydi. Yüksel Arslan’ın sanatının olgunlaşmasında, yaşadığı çevreden, arkadaşlarından hatta okuduğu kitaplardan beslenmesi ve bunu kendi içinde yorumlayarak aktarmasını gördüm.
O benim varlığımdan haberdar değildi ama ben ondan çok etkilendim. Onun hikayesinden sonra kendi retrospektifime baktım.
Şimdiki beni oluşturanlar neydi? Geçmişte okuduğum hangi kitapların, hangi filmlerin etkisi altında kalıp neler yapmıştım. İlkokul ve ortaokul yıllarında cumartesi akşamları seyrettiğim Türk filmleri biraz beni kederli mi yapmıştı? İşlenen ana temalardan biri olan zenginler şımarık, fakirler gururlu olur düşüncelerini kabul etmiş miydim?
Zorlu okul hayatımın bendeki tesirleri neydi? Bunları kendi içimde nasıl yoğurmuş, ‘her güzel şey emek ister’ mi, ‘yoksa başa gelen çekilir’ mi demiştim.
Arkadaşlarımdan neler almış, neler vermişim. Biraz onu incelemeye çalıştım. En çok rengi okul yıllarında buldum. Gençliğimizin verdiği özgürlükle her birimiz farklı renklerde bir araya gelmiş ve zamanın içinde bir tuvale yansıyan renkler gibi birbirimize karışarak bambaşka renkler ortaya çıkarmışız. Eğlence, çoşku, macera ve biraz da her şeye boş vermeyi, istediğimiz zaman istediğimiz şeyi yapmayı deneyimlemişiz.
Peki ya ailem? Sevgili anne ve babamın hayatının bir parçası olduğum sırada neler olmuş? Annemin retrospektifinin bana yansıması neydi? Çocuk bilincimde ondan aldıklarım şimdi hala bende duruyor muydu?
Elimdeki tuvallere bakınca her deneyimin bendeki yansımalarını görebiliyorum.
Şimdi olduğum yerde ilk çizimlerimi inceliyorum. O resimlerin ortaya çıkması için elimdeki malzemelerle, kalbimdeki duygularla, zihnimdeki düşüncelerle oluşanlara bakıyorum da, hep yapabildiğimin en iyisini yapmışım. Her an, akan zaman içinde kendimi en iyi şekilde ifade etmişim.
En karışık çizimlerim kalbime giren çıkanlar ve uzun süredir ikamet edenlerin etkileriyle yaptıklarım. Duygularla fırçayı ele alınca bakıyorum da en yaratıcı resimleri ortaya çıkarmışım.
Resim yapmaya devam ediyorum. İçimdeki sanatçı, hayatımı çizerken ben de ona yuvasına gagasında yemek getiren güvercinler gibi her gün, her an topladıklarım, hissettiklerim ve özümsediklerimle malzeme getiriyorum. Birlikte yeni tuvalleri boyuyoruz. Arture’yle Yüksek Arslan’ın kendi sanatını oluşturması gibi biz de kendimize ait tuvalleri istediğimiz gibi boyuyoruz.
Malzemelerinizle sizin içinizden çıkacaklar için içinizdeki sanatçıya izin vermeniz dileğiyle,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu |
| |