İşgalden hemen önce Trablusgarp ve Osmanlı Devleti Trablusgarp Savaşı'ndan hemen önce, buradaki tümenden önemli bir kısmı silahlarıyla birlikte Yemen'e İmam Yahya ayaklanmasını bastırmak üzere gönderildi ve tekrar yerlerine iade edilmedi. Trablusgarp Vali ve Kumandanı Müşir İbrahim Paşa, bu işin Trablsgarp'ın İtalyanlara tesliminden başka bir şey olmadığını ısrarla ifade etmişse de asker nakliyatını engelleyememişti. Burada ancak jandarma vazifesi görecek, çok az bir kuvvet bırakılmıştı. 1910 yılı bütçesinde kabul edilen, Trablusgarp'taki iki süvari alayı da bir alaya indirildi.
Trablusgarp'taki asker mevcudunun azaltılması bir nevi İtalyan işgaline zemin hazırlanmış oldu. Buraya gönderilen subaylarda eskiden olduğu gibi mahalli lisana vakıf olma şartı aranmadı. Trablusgarp halkı geçimini temin etme hususunda da sıkıntı içindeydi. Bu durum Trablusgarp mebusları tarafından defalarca hükümete bildirildiği halde, Osmanlı hükümeti bu konuda oldukça ihmalkar davrandı.
İbrahim Hakkı Paşa hükümetinin, savaş öncesi yaptığı en büyük hatalardan biri de, İtalyanların isteği üzerine Trablusgarp'ta vali olarak bulunan İbrahim Paşa'yı görevden almasıydı. İbrahim Paşa, Trablusgarp'ta Osmanlı menfaatlerini koruduğu için, İtalyanlar ondan hep şikayetçi olmuşlar ve buradan gönderilmesi için sürekli Osmanlı hükümetine baskı yapmışlardı.[52] İbrahim Paşa'nın yerine tayin edilen Bekir Sami Bey ise izinli olarak Tokat'ta bulunduğu için hemen Trablusgarp'a gidemese de, savaş başladıktan sonra görev yerine ulaşabildi. Bu nedenle savaş öncesi bölge, valisiz, komutansız, askersiz, son derece savunmasız ve işgale açık bir duruma getirilmişti. İbrahim Hakkı Paşa ise savaş öncesi, Trablusgarp'taki icraatından dolayı vatan hainliği ile suçlanmıştı. Mahmut Kemal İnal'a göre bütün bunlar su-i tesadüf değil su-i idareydi ki cinayet addine layıktı.
Trablusgarp Savaşı öncesi, Osmanlı hükümetinin yanlış hareket ettiği İtalyanlarca da itiraf ediliyordu. İtalyanlar İttihat ve Terakki'nin Trablusgarp'ta yerli halk arasında İtalya aleyhine propaganda yaptıklarını fakat buna paralel olarak askeri hazırlıklarını kuvvetlendiremediklerini, bilakis buradan devletin ihtiyacı olan diğer bölgelere asker çektiklerini ifade ediyorlardı. Nitekim, İtalya bu savaşa bir sömürge savaşı gibi değil de sanki büyük bir Avrupa devleti ile savaşa giriyormuş gibi hazırlanmış, ihtiyatlar da dahil olmak üzere bütün Deniz Kuvvetlerini seferber ettiği gibi, kiraladığı ticaret gemilerini de savaş için hazır hale getirdi. Eylül ayında bu hazırlıklar yapılırken, Osmanlı Devleti'nin tek tedbiri savaştan önce Trablusgarp'a gönderilen Derne Gemisi oldu.
Savaşın ülke çapında yarattığı üzüntü ve heyecan, savaş için maddi yardım teklif eden ve savaşa bizzat gönüllü asker olarak katılmak isteklerini bildiren mektupların gazetelere gönderilmesine sebep oldu. Ayrıca yurt içinde ve dışında İtalyan işgalini protesto eden mitingler düzenlendi. Savaş başladıktan hemen sonra, İbrahim Hakkı Paşa istifa etti. Bunun üzerine sadrazamlık 30 Eylül 1911'de 8. kez Mehmed Said Paşa'ya verildi.