Okunmamış 07.Kasım.2015, 18:20   #1
Senior Member
 
buse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 10.Kasım.2014
Mesajlar: 23,185
Standart III. Selim

III. Selim


İslâm Halifesi
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı


28. Osmanlı Padişahı



III. Selim (Osmanlı Türkçesi: سليم ثالث Selīm-i sālis) (24 Aralık 1761 - 28 Temmuz 1808), 28. Osmanlı padişahı ve 107. İslam halifesidir.
III. Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde babası III. Mustafa'nın saltanatı döneminde dünyaya geldi. Babası 1774 yılında öldüğünde sadece 13 yaşında olduğu için amcası I. Abdülhamid tahta çıktı. I. Abdülhamid şehzade Selim'e kendisinden önceki padişahların tersine, oldukça iyi davrandı. Kafes (oda hapsi) hayatı yaşamasına rağmen Selim'in iyi bir eğitim almasına izin verdi. Şehzade Selim müzik ve edebiyat ilgilendi. Fransa'nın Fransız Devrimi öncesindeki son kralı olan XVI. Louis'le mektuplaştı. Daha tahta çıkmadan Osmanlı Devleti'nde köklü bir yapısal değişikliğe gerek olduğu inancına vardı. I. Abdülhamid 7 Nisan 1789 yılında ölünce, III. Selim Avrupa'yı temelinden sarsacak olan Fransız Devriminin eşiğinde tahta çıktı.
III. Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti hem Avusturya hem de Rusya'yla savaş halindeydi. Başarısızlıkla sonuçlanan bu savaşlar 1792 yılında Avusturya'yla yapılan Ziştovi Antlaşması ve 1792 yılında Rusya'yla yapılan Yaş Antlaşmasıyla son buldu. Böylece III. Selim Osmanlı ordusunda çoktandır yapmak istediği yenilikleri yapma fırsatı buldu. 1793 yılında Nizam-ı Cedid ordusunu kurdu. Bu sırada Napolyon Bonapart'ın komutası altındaki Fransız orduları Osmanlı Devleti'ne ait olan Mısır'a saldırmıştı (1798). Osmanlı ordusu İngilizlerin yardımıyla Mısır'ı başarıyla savundu. 1801 yılında yapılan El-Ariş Antlaşmasıyla Fransa Mısır'daki emellerinden vazgeçti.
1807 yılında Nizam-ı Cedid ordusunun kaldırılmasını isteyen yeniçeriler Kabakçı Mustafa'nın önderliği altında ayaklandılar. III. Selim Nizam-ı Cedid ordusunu dağıtmak ve 29 Mayıs 1807 tarihinde de tahttan çekilmek zorunda kaldı. III. Selim'in yerine geçen amca oğlu IV. Mustafa III. Selim'i tekrar kafese geri gönderdi. 28 Temmuz 1808 tarihinde III. Selim'i tekrar tahta çıkarmak amacıyla Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa saraya yaklaşırken III. Selim padişah IV. Mustafa'nın emriyle boğduruldu. III. Selim'le onu idam etmeye gelen yeniçeriler arasında büyük bir boğuşma geçtiği bilinmektedir. III. Selim'in cenazesi Laleli Camii'nin avlusunda babası III. Mustafa Türbesi'ne defnedildi.






Gazi Halife, Sultan III. Selim,Selīm-i sālis Han,
III. Selim döneminde Avrupa ülkeleriyle ilişkiler

Osmanlı-Rusya ilişkileri

Ana madde: 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı
III. Selim'in saltanatı Osmanlı-Rus Savaşları (1787-1792 Savaşları) devam ederken başladı. Osmanlı Devleti'nin Fransa'ya karşı Rusya'yla ittifak yapmasıyla devam etti. Ancak daha sonra bu ittifak bozuldu ve III. Selim'in saltanatının sonunda Osmanlı Devleti tekrar Rusya'yla savaş halindeydi.
1774 yılında Çariçe II. Katerina'yla imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'yla Osmanlı Devleti Kırım'ı Rusya'ya vermek zorunda kalmıştı. III. Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti başında hala II. Katerina'nın bulunduğu Rusya'dan Kırım gibi önemli toprakları geri almak amacıyla 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı'nı savaşmaktaydı. İngiliz ve Fransızlar da savaşa katılmamakla birlikte bu savaşta Osmanlı Devletini destekliyorlardı. Ancak Osmanlı Devleti hesaplamadığı bir şekilde kendisini Avusturya'nın da karşısında buldu. Osmanlı ordusu disiplinden uzaktı ve Rusya ile yaptığı Fokşan (1 Ağustos 1789) ve Boze (22 Eylül 1789) Savaşlarında büyük kayıplara uğradı. Akkerman Kalesi Rusların eline geçti ve Besarabya Rusya tarafından işgal edildi. Osmanlı Devleti kendine müttefik bulmak amacıyla 11 Temmuz 1789 tarihinde İsveç ve 31 Ocak 1790 tarihinde de Prusya'yla barış antlaşmaları imzaladı. Ancak bu iki devletten de elle dokunulur bir yardım alamadı. Sonunda Osmanlı Devleti'ne karşı Rusya kadar başarılı olamayan Avusturya, Osmanlı Devleti'yle barış antlaşması imzaladı. (Ziştovi Antlaşması 4 Ağustos 1791) Avusturya'nın savaştan çekilmesinden birkaç ay sonra Rusya da barış antlaşması yapmaya razı oldu (Yaş Antlaşması 9 Ocak 1792). Osmanlı Devleti bu antlaşmayla Kırım'ın Rusya'nın egemenliği altına geçtiğini tekrar kabul etmek zorunda kaldı. Dinyester nehri Rusya ile Osmanlı Devleti arasında sınır olarak kabul edildi.





III.Selim cülus seremonisi, Konstantin_Kapidagli







Rus Çariçesi II. Katerina



1792 yılından 1805 yılına kadar Osmanlı Devleti ve Rusya barış içinde yaşadılar. Hatta Osmanlı Devleti Mısır'ı işgal eden Fransa'ya karşı İngiltere ve Rusya'yla işbirliği bile yaptı. 24 Eylül 1805 tarihinde Osmanlılar Ruslarla yeni bir dostluk antlaşması imzaladılar. Ancak bu antlaşmanın imzasından kısa bir süre sonra tekrar Osmanlı Devleti ve Rusya arasında anlaşmazlık çıktı. Rusya, Osmanlıların Rus yanlısı Eflak ve Boğdan beylerini görevden almasından hoşnut kalmadı. 40.000 civarında Rus askeri Eflak ve Boğdan'a girdi. III. Selim 22 Aralık 1805 tarihinde boğazları kapattı ve Rusya'ya savaş ilan etti. Rus donanması Osmanlı donanmasını 11 Mayıs 1807 tarihinde Çanakkale Boğazı civarında 19-29 Haziran 1807 tarihleri arasında da Limni adası yakınında civarında yendi. III. Selim tahttan indirildiğinde 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı halen devam etmekteydi.


Osmanlı-Avusturya İlişkileri

Ana madde: Ziştovi Antlaşması
Osmanlılar 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana'yı kuşatmasından beri defalarca Avusturya ile savaşa girmişlerdi. III. Selim tahta geçtiğinde de Avusturya Rusya'yla birlikte Osmanlı Devleti'yle tekrar savaş halindeydi. Osmanlılar Avusturya'ya karşı İsmail zaferini kazandılar. Ancak Avusturyalılar Sebeş, Muhadiye, Lazarethane ve Pançova'yı işgal etmeyi başardılar. Belgrad'ı 8 Ekim 1789 tarihinde ve Semendire'yi daha sonra ele geçirdiler. Ancak Avusturya gene de Osmanlılara karşı kesin bir üstünlük sağlayamadı. Hem savaş yorgunluğu hem de içişlerindeki sorunlardan dolayı Avusturya Osmanlı Devleti'yle antlaşma istedi. 4 Ağustos 1791'de imzalanan Ziştovi Antlaşmasıyla Avusturya ele geçirdiği toprakları Osmanlılara geri verdi. Ayrıca Rusya'ya yardımda bulunmayacağına söz verdi. Bu savaş Osmanlıların Avusturyalılarla yaptığı son savaş oldu. Bu tarihten sonra Rusya Osmanlıların en önemli düşmanı ve rakibi oldu.
Osmanlı-Fransa İlişkileri








Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart



Osmanlıların Fransızlarla Kanuni Sultan Süleyman zamanına kadar uzanan bir dostluk ilişkileri vardı. Fransızlar ilk defa kendilerine tanınan kapitülasyonlardan büyük yarar görmüşler, ilişkiler kesintisiz olarak bir dostluk temelinde süregelmişti. III. Selim daha tahta geçmeden Fransa kralı XVI. Louis'yle mektuplaşmaktaydı ve Ruslarla yapılmakta olan savaşta Fransızlar Osmanlı Devletinin tarafını tutuyorlardı. Ancak Fransa hükümetinin Büyük Britanya'nın Mısır ve Uzakdoğu ticaret yolları üzerindeki etkisini kırma amacını gütmesi nedeniyle bu ilişkilerde ilk olarak bir kırışma meydana geldi. Dışişleri Bakanı Charles-Maurice de Talleyrand-Périgord ve General Napolyon Bonapart, Osmanlıların elinde olan Mısır'ı ele geçirip Fransa lehine Büyük Britanya karşısında önemli bir avantaj sağlamak istiyordu. 2 Temmuz 1798 tarihinde Napolyon İskenderiye'yi işgal etti. Mısır her ne kadar Osmanlı Devleti'nin bir parçası olsa da iç işlerinde oldukça bağımsız olarak yönetilmekteydi.





Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand



Kahire'nin de 22 Temmuz 1798 tarihinde Napolyon Bonapart'ın eline geçmesi üzerine Osmanlılar bu durumu kabul edemeyerek Mısır'ı savunmaya karar verdiler. 2 Eylül 1798 tarihinde Osmanlı Devleti Fransa'ya savaş ilan etti. Osmanlı ve Mısır orduları Fransa karşısında önce bazı yenilgiler aldılar ama Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki ordu 18 Mart 1799 tarihinde Akka önlerinde karşılaştığı Fransız ordusunu başarıyla geriye püskürttü. Bonapart komutasındaki Fransız ordusu 1 Ağustos 1799'da Osmanlı kuvvetleri karşısında bir muharebe kazandı, ancak Fransa ordusunun yetersiz olduğu ortaya çıkmaktaydı. Bu durumu göz önünde bulunduran ve Fransa'daki siyasi bunalıma müdahale etmek isteyen Napolyon Bonapart Fransa'ya geri döndü (22 Ağustos 1799). Mısır'da gücünü pekiştiremeyen Fransa sonunda 27 Haziran 1801 tarihinde imzalanan sözleşmenin hükümleri uyarınca Mısır'dan geri çekildi. 9 Ekim 1801'de imzalanan Paris Antlaşması Fransa'nın Mısır seferini sona erdirdi; bu şekilde Mısır yeniden Osmanlı yönetimine geçti.





Admiral Sir John Thomas Duckworth



Mısır konusundaki anlaşmazlık olumlu bir sonuca bağlandıktan sonra Fransa'yla olan ilişkiler kısa zamanda düzeldi. 25 Haziran 1802'de Paris'te imzalanan bir diğer barış antlaşması da Fransa ve Osmanlı Devleti arasındaki dostluğu pekiştirdi. Napolyon Bonapart 1804 yılında kendini "I. Napolyon" adıyla imparator ilan ettikten sonra İstanbul'a bir elçi gönderdi. Horace Sébastiani adındaki bu elçi III. Selim'in çok yakın güvenini kazandı. Sébastiani III. Selim'i Rusya ve İngiltere'ye karşı savaş açmaya ikna etmeye çalışıyordu. Ruslar da tam tersine Osmanlıların Fransa'ya savaş ilan etmesini istiyorlardı. Ancak Rusya'nın Osmanlı Devleti'nden kendisini Balkanlardaki Hıristiyanların koruyucusu olarak kabul etmesini istemesi ve Sırp isyanlarını desteklemesi Rusya'yla olan ilişkileri gerginleştirdi. Sonunda Rusya'nın Eflak ve Boğdan'a girmesiyle Osmanlılar Rusya'ya savaş açtılar. Birleşik Krallık Osmanlı Devleti'nden Sébastiani'yi sınır dışı etmesi, Fransa'ya savaş açması, Eflak ve Boğdan'ın Rusya'ya verilmesi gibi kabul edilemeyecek taleplerde bulundu. Bu talepler kabul edilmeyince de Admiral Sir John Thomas Duckworth (1748-1817) komutasındaki Birleşik Krallık donanması 19 Şubat 1807'de Çanakkale Boğazından Marmara Denizi'ne girerek Osmanlı donanmasını yok etti. Donanmasını İstanbul limanında demirleyen Duckworth Osmanlı Devleti'yle anlaşmaya çalıştı. Bir anlaşmaya varılamadı ama geçen süre boyunca Sébastiani'nin de yardımıyla İstanbul'un savunması güçlendirildi. Siperler kazıldı ve şehri savunmak için toplar yerleştirildi. O günlerde III. Selim'in şehri korumak için Sébastiani'yle birlikte bizzat siper kazdığı söylenir. Şehrin savunmasını kıramayacağını anlayan Duckworth donanması geri çekerek İstanbul limanından ayrılmak zorunda kaldı. Böylece İstanbul önemli bir bombardıman tehlikesini atlatmış oldu.



III. Selim döneminde yapılan ıslahat hareketler

Askeri alanda yenilikler

Askeri alanda özellikle subay yetiştirilmesine önem verilmiştir. III. Selim; Yeniçerilerin ve Tımarlı Sipahilerinin ıslahatıyla ilgili 72 maddelik bir ferman yayınlanmıştır. Bu maddelerin ana başlıkları;
  • Yeniçerilerin Esame alımı yasaklandı.[1]
  • Hıdırelles`ten kasım ayına kadar olan talimler 3`e çıkarıldı.[1]
  • 1790 yılında Tophane`de bir okul yaptırmıştır.[2]
  • 1792 yılında ise Halıcıoğlu`da bir Humbaracı ocağı kurmuştur.[1] Bu kışlanın bir bölümünde istihkamcı, diğer bir kısmında ise humbarcı yetiştiriliyordu.[1]
  • Daha önce Eyüp`de bulunan Mühendishane-i Sultan-i Halıcıoğluna taşındı.[1]
  • 1800 yılında Humbaracı Ocağına bağlı olarak Mühendishane-i Fünun-i Berr-i Humayum kuruldu.[1]
  • Camialtında bulunan Tersane Mühendishanesine gemi inşaat bölümü de eklenmiştir.[1]
  • 1805 yılında yine bu okul, inşaat ve seyrü sevafin adlı iki ana bölüme ayrılmıştır.[1]
III. Selim dönemindeki İsyanlar

1789-1807 arası hüküm süren III. Selim, döneminde bir çok yeniliğe imza atmıştır. Ancak bu yenilikleri salt III. Selim'in kişiliğine atfetmek ve ondan önceki dönemlerinin sadece bir karanlık çağ olarak tanımlanması da çok yerinde değildir. III. Ahmed döneminde başlayan yenilikler 1730 Patrona Halil isyanı ile sekteye uğrasa da , ondan sonra yönetimde olan I. Mahmud 1730-1754, III. Osman 1754-1757, III. Mustafa 1757-1774 ve I. Abdülhamid 1774-1789 zamanına da azımsanmayacak yenilikler yapılmıştır. Bu 59 yıllık süreci hiçbir şeyin yapılmadığı karanlık bir dönem olarak anmak yerine, III. Selim tarafından köklü değişikliklerin yapıldığı dönemin hazırlandığı, bazen yüksek bazen düşük ama sürekli bir değişimin olduğu dönem olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. İşte bu değişim döneminde de muhalefet hiç bir zaman kaybolmamış ve her zaman isyan boyutunda olmasa da bir çok kez kendini göstermiştir. III. Selim döneminde ise bu muhalefet 3 kez belirgin ve çatışma düzeyinde ortaya çıkmıştır.
Selimiye Camii Vakası 1805

Nihai olarak Yeniçerilerin yerine geçmek üzere kurulan birliklere Levend çiftliğinde eğitim çalışmaları yapılırken, yeniçerileri gücendirmemek ve kendilerinin bir parçası sanısı vermek amacıyla da onlara Bostani Tüfekçisi ismi verilmişti. Ancak bu birliğe ayda 50 Akçe gibi yüksek bir ücret ödenirken Yeniçeri Tüfekçisi'ne bunun yarısı kadar ücret verilirken, Bostani Tüfekçisine ücretsiz olarak ve daha iyi et ve ekmek de veriliyordu. Bu durum yeniçeriler arasında huzursuzluk yaratırken, Nizam-ı Cedid askerinden dışlanan ulema, esamelerden mahrum kalanlar ve Nizam-ı Cedid'i finanse etmek için ihdas edilen İrad-ı Cedid hazinesine ek katkıda bulumak zorunda kalan ayanlar, mültezimler v.b. de bu değişimden hoşnut değildi. 1805 nisanında yapımı tamamlanan Selimiye Kışlasının yanındaki Selimiye Camii’nde yapılacak ilk selâmlık töreninde yeniçerilerin yerini Bostani Tüfekçi askerlerinin alacağı söylentisi, yeniçeriler tarafından uzun zamandır şüphelendikleri ocaklarının kaldırılması yolunda atılmış açık bir adım olarak yorumlanmış, Üsküdar’a geçen bazı yeniçeriler sağa sola ateş açmaya başlamış ve Üsküdar Kışlası’ndaki Bostani Tüfekçi Ocağı askerlerini ortadan kaldıracakları tehdidinde bulunmuşlardı.Bunun üzerine III. Selim yönetimi geri adım atarak Selimiye Camii’ndeki selâmlığın başka bir tarihe ertelendiğini ilân etmiş, yeniçerilere de selâmlık törenindeki geleneksel yerlerinin korunacağı teminatını vermişti [3].,
II. Edirne vakası 1806

III. Selim döneminde başlatılan yenilikler aslında sadece İstanbul ile sınırlı kalmamış, tüm imparatorluk topraklarına yayılması planlanmıştı. Fakat merkez yönetiminin otoritesinin zayıflığı, sancaklarda ayanların gücü gibi nedenlerle bu hedefe ulaşılamamıştı. Başlarda sancaklarda bazı kışlalar kurulması ya da en azından yeni Bostani tüfekçiler sancaklara gönderilmesi istenmiş ancak tepkilerden çekinilerek ertelenmişti. Ancak 1806 da tekrar ve özellikle de İstanbul’dan sonra yeniçerilerin en güçlü olduğu ve Balkanlar’daki âyanları doğrudan kontrol altına alabilmek için önemli bir üs olan Edirne den başlayarak bu plan tekrar yürürlüğe koyuldu. Önce eşkıya takibini mazeret göstererek Kadı Abdurrahman Paşa idaresindeki Bostânî Tüfekçisi askerlerini Rumeli’ye gönderilmiş, Dağlı eşkıyası karşısında bazı başarılar kazanan yeni ocağın askerlerinden bir kısmı İstanbul’a geri çağırılmamış, Çorlu’ya ve Lüleburgaz’a yerleştirilmişti [4]. Bu duruma açık bir tepkinin gelmemesi üzerine de 1806 ilkbaharında Tekirdağ’da asker yazmak ve kışla kurmak için harekete geçildi. Ancak Tekirdağ’daki yeniçerilerin Edirne’deki yeniçerilerden de aldıkları destekle asker yazılmasına karşı çıkması ve bu konudaki fermanı uygulamaya çalışan nâibi öldürmeleri karşısında şaşıran III. Selim yönetimi ilk başta Selimiye Camii vakasında olduğu gibi geri adım attı, ancak ardından Kadı Abdurrahman Paşa idaresindeki yeni orduyu donanmanın da desteği ile Tekirdağ ve Edirne’deki âsilerin üzerine yolladı . Yeni orduya Anadolu’da asker yazılması sürecince gereksiz yere şiddet uyguladığı için eleştirilere uğramış olan Kadı Abdurrahman Paşa’nın aynı tavrına Rumeli’de de devam etmesi, Tekirdağ’ı ablukaya alan Donanma-yı Hümâyun gemilerinin şehri bombardıman etmesi, olayları bir iç savaş şekline sokmuş, geçtiği yerlerde ahalinin pasif ve açıktan direnişi ile karşılaşan Abdurrahman Paşa giderek daha da sert yöntemlere başvurup girdiği yerleşim merkezlerinde ahalinin malına zorla el koyması gibi gelişmeler II. Edirne Vakası olarak adlandırılan bu olayı III. Selim için iyice içinden çıkılmaz hale getirmişti. Ahaliden destek göremeyen Abdurrahman Paşa kuvvetlerinin iâşe problemi ile karşılaşmasının yanı sıra İstanbul’da da yeniçerilerin bir isyana kalkışabilecekleri korkusu III. Selim’i en sonun da geri adım atmaya zorlamış, padişah Abdurrahman Paşa kuvvetlerini geri çekerek yeni düzenin Rumeli’de uygulanması politikasından vazgeçtiği sözünü vermişti.
Nizam-ı Cedit ve Kabakçı Mustafa isyanı (Vaka-yı Selimiye) 1807

Ana madde: Nizam-ı Cedit
Ana madde: Kabakçı Mustafa isyanı




Nizam-ı Cedit ordusunu kuran III. Selim



III. Selim Avusturya ve Rusya'yla Ziştovi ve Yaş Antlaşmalarıyla barışı sağladıktan sonra çok uzun zamandır planladığı yenilik hareketlerini 1793 yılında Nizam-ı Cedit ordusunu kurarak başlattı. Yeni ordu Levent çiftliğinde talimlere başladı. 1.600 asker İstanbul'a diğer 12.000 kişi ise diğer vilayetlere gönderildi. Nizam-ı Cedit ordusunda uygulanan talim zamanla imparatorluğun çoğu yerinde uygulanmaya başlandı. Rus gemilerinin İstabul Boğazı'na hareketlerini durdurmak için İstanbul ve Karadeniz'in muhtemel noktalarına da Nizam-ı Cedit programı uygulanmıştır. Fransa ve Prusya'dan getirilen uzman ve danışmanlar bu yeni ordunun kurulmasında yardımcı oldular. Nizam-ı Cedit ordusu Mısır'ın savunmasında başarılı oldu. Ancak 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Ruslara karşı fazla bir başarı gösteremedi.
Bu arada yeniçeriler arasında Nizam-ı Cedit'e karşı olan rahatsızlık git gide büyümekteydi. 1807 yılında yeniçeriler Nizam-ı Cedit ordusunun kaldırılması talebiyle Kabakçı Mustafa'nın liderliği altında ayaklandılar. III. Selim Nizam-ı Cedit ordusunu dağıtmak ve 29 Mayıs 1807 tarihinde de kendisi tahttan çekilmek zorunda kaldı. III. Selim'in yerine tahta geçen IV. Mustafa'nın döneminde Osmanlı başkentinde büyük bir kargaşa yaşandı. Yeniçeriler şehirde bir terör ortamı yarattılar. Eski Nizam-ı Cedid askerlerini kapı kapı dolaşarak bulup öldürdüler. Padişahın hiçbir otoritesi kalmadı. Eski Nizam-ı Cedid taraftarlarından Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa bu kargaşaya son vermek ve III. Selim'i tekrar tahta geçirmek amacıyla bir ordu oluşturarak İstanbul'a yürüdü. Alemdar Mustafa Paşa saray kapısında ordularıyla bekleyerek IV. Mustafa'yı tahttan inmeye zorlamaktayken IV. Mustafa kendisi yerine tahta çıkarılabilecek iki Osmanlı hanedanı üyesini boğdurtmaya karar verdi. Böylece hanedanın tek üyesi olarak kaldığı için kendisinin tahtta bırakılacağını hesaplamıştı. III. Selim kendisini boğmak için saraydaki odasına gelen cellatlarla büyük bir mücadele verdi. Ama sonunda can verdi. IV. Mustafa'nın adamları padişahın kardeşi şehzade Mahmut'u da öldürmek istediler ancak Mahmut saklanarak ölümden kurtuldu. Bu sırada sabrı taşan Alemdar Mustafa Paşa askerleriyle saraya girdiğinde III. Selim'in naaşıyla karşılaştı. Bu esnada şehzade Mahmut can güvenliğinin sağlandığını görünce ortaya çıktı ve IV. Mustafa'nın yerine tahta çıkarıldı. Böylece III. Selim yapmak istediği yeniliklerin uğruna yaşamını kaybetmiş oldu. Ancak yerine geçen II. Mahmut III. Selim kadar yenilik yanlısı olmakla beraber siyasi bakımdan çok daha kurnaz davrandı. III. Selim'in yapmak istediği yenilikleri yapmakla kalmadı, III. Selim'in canına mal olan yeniçerileri de ortadan kaldırmayı başardı.


Özel hayatı





III. Selim zamanında basılmış yüz paralık madeni para



III. Selim babası ve amcasının eğitimine verdiği önemden dolayı bilgili ve kültürlü bir şehzade olarak yetişti. Bir yandan doğu kültürüne ilgisini devam ettirirken batı kültürüne de ilgi duyuyordu. İlk defa 1797 yılında III. Selim zamanında İstanbul'a Avrupa'dan gelen bir grup opera gösterisi sergiledi. Fransız mimar ve ressam Antoine Ignace Melling İstanbul'da birçok yapılar inşa etti.
İstanbul'un çeşitli manzaralarını gösteren gravürler çizdi. III. Selim'in kız kardeşi Hatice Sultan'ın Melling tarafından Ortaköy semtinde inşa edilen sarayı İstanbul halkı ve Avrupalılar arasında çok ün kazandı. Bir yandan da eleştirilere neden oldu. III. Selim sık sık kız kardeşinin sarayına uğramaktan büyük zevk alırdı.
III. Selim şiir ve müziğe çok meraklıydı. İlhami mahlasıyla birçok şiirler yazdı ve çok sayıda şarkı besteledi. Klasik Türk Müziğindeki suzidilara, şevkefza, şevk-u tarab, Arazbarbûselik ve nevakürdi makamları III. Selim'in buluşlarıdır. Dini müzik olarak ayin, durak, nat, ilahi formunda, din dışı müzik olarak Kâr, beste, semai, şarkı, köçekçe, peşrev, saz semaisi formunda 64 civarında eser bestelemiştir .





III. Selim'in kızkardeşi Hatice Sultan'ın sarayı

Ailesi

Eşleri

  1. Nef-i Zar Sultan
  2. Husn-i Mah Sultan
  3. Zib-i Fer Sultan
  4. Afitab Sultan
  5. Re'fet Sultan
  6. Nur-i Şems Sultan
  7. Gonca-nigar Sultan
  8. Dem-hoş Sultan
  9. Tab-i Safa Sultan
  10. Ayn-i Safa Sultan
  11. Mahbube Sultan


NOTLAR

  • III. Mustafa ve Mihr-î-Şâh Valide Sultân’ın oğlu;
  • Çeşitli reformlar yaptı.
  • Gerçekleştirdiği reformlarına karşı Kabakçı Mustafa önderliğinde tertiplenen yeniçeri isyanıyla tahttan indirildi;
  • 28 Temmuz 1808'de İstanbul’da Padişah IV. Mustafa’nın emriyle katledildi.
buse isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Tag Ekle
iii, selim


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı




RSS Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Şu Anki Saat: 23:33
bursa escort buca escort tuzla escort seks hikayeleri gaziantep escort seks filmi izle etlik escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti eryaman escort çankaya escort sincan escort etlik escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan istanbul Escort istanbul Escort Acıbadem Escort Ataşehir Escort Bostancı Escort Göztepe Escort Kadıköy Escort Kartal Escort Kurtköy Escort Maltepe Escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort etlik escort etimesgut escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com Escort escort escort escort travestileri travestileri altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno Casibom Casibom Casibom Giriş Casibom Yeni Giriş Onwin